Gecenin sohbeti...


      Gece yarılarından konu açarım hep..
      Sessizliği ,karanlığı ,kasveti sevdiğimden herhalde..
      Müzik başka bir tonda çalıyor..Ya da bana öyle geliyor bilemem..Kahvenin tadı başka..Fotoğraflar daha parlak..Anılar daha puslu..Resimlerde ki ağaçlar daha yeşil..Sözler daha yumuşak ..
      Başım hafiften günden yorulmuş..Omuzlarım düşmüş..Beynim çalışma güdüsünü kaybetmiş..Hayatın ne kadar ıslatılmış ,paslanmış işleri varsa sabaha kadar yok..Gecenin sesleri ne kadar güçlü çıkar bilirsiniz..Radyo kısılmış..
      Her zamanki misafirlerim kapıdan itiş kakış girmişler bile..Yer kapışması yapıyorlar..Sohbeti koyulaştırmak için can atıyorlar..
      Önce dünya..Nasıl dönüyor ? dan başlayıp ,kim döndürüyor ?, kimin için dönüyor ? a kadar gidiyoruz..
      Bugünlerde ne oluyor ? Güneş mi tutulmuş ? Kim tutmuş ? Nerede tutulmuş ?
      Kim kimi yenmiş ? Öyle olsa yenebilirmiymiş ?
      Kim kaymış ? Kayakları hangi markaymış ?
      Nasıl koşmuşlar ? Ben olsam düşermiymişim ?
      Hangi proton , hangi nötronla berabermiş ? Kim yakalamış ? Bilim adamları işlerine baksaymış , paparazzilik  onların işimiymiş ?
      Öyle söylentilere boş vereceklermiş..Varmıymış birlikte fotoğrafları ,filimleri..?
      Gece böyle bir gürültülü tartışmayla ,pencereden sızan bir hafif ışıkla biter..
       İyi sabahlar..
     
      
      

Yorumlar

Popüler Yayınlar